Günümüzde insanların, maddi kazancı hayatlarının merkezine koymaları, ilişkilerinde derin yaralar açıyor. Maddiyatın ön plana çıkarılması, bireylerin birbirlerine karşı duyarsızlaşmasına ve hatta en yakın akrabalarına dahi acımasızca davranmalarına neden oluyor.
Maddiyat, elbette ki hayatın bir parçası. Ancak, hayatı yalnızca kazanç ve tüketim üzerine kurmak, bireyi zamanla yalnızlaştırır. Birçok kişi, dünya hayatını sadece kendisine aitmiş gibi yaşayıp, çevresindeki insanları ihmal etmeye başlar. Bu tutum, aile bağlarının zayıflamasına, dostlukların kopmasına ve bireyin yalnızlaşmasına yol açar.
Hayatın maddi yönü elbette önemlidir, ancak insan ilişkileri, sevgi, saygı ve empati de en az onun kadar değerli olmalıdır. Eğer bireyler, maddiyatı ön planda tutarak çevresindekilere acımasız davranmaya devam ederlerse, toplumun temel değerleri erozyona uğrar ve bireyler arasında güven kalmaz.
Dünya hayatı, geçici ve paylaşılmak üzere tasarlanmış bir yolculuktur. Bu yolculukta, yalnızca kendimize odaklanarak ilerlemek yerine, başkalarını da düşünmek, onlara destek olmak ve empatiyle yaklaşmak, hem birey hem de toplum için daha sağlıklı bir yaşamın kapılarını açacaktır.